1920x300

KİM ÜSTÜN ZEKALI?

Eğer “Ben çocuğumun IQ’sünü ölçtürdüm. 145 çıktı. Demek ki benim çocuğum üstün zekâlı”  diyorsanız, yanlış düşünüyorsunuz diyemesek bile doğru düşündüğünüz söylenemez. Çünkü IQ’nün yüksek olması çocuğun her konuda üstün olduğunu göstermiyor. Üstünlük ancak belirli alanlarda gerçekleşebiliyor. Amerikalı uzman Prof. Dr. Barbara Clark’ın bu konudaki düşüncesi “Picasso üstün Zekâlı bir insandır. Çok büyük bir ressamdır. Ancak iyi bir müzisyen ya da matematikçi değildir. Ona deselerdi ki şu problemi çöz, yapamazdı. Müzikte müthiş bir kabiliyete sahip olan Mozart da resimden anlamazdı. Demek ki bir insan her konuda başarılı olamıyor. Önemli olan onun üstün olduğu yanı keşfetmek ve o alanda başarılı olmasına yardımcı olmaktır. ”Tabii IQ de tamamen önemsiz değil. 75 IQ’ye sahip bir çocukla 140 IQ’lü bir çocuğun aynı olduğunu düşünmek bizi yanlışa götürecektir
Üstün zekâlı çocuk, özel akademik alanlarda veya zekâ, yaratıcılık, sanat ve liderlik kapasitesi yönüyle yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren çocuktur.

ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLARIN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ

Erken Gelişim Özellikleri

Genel Özellikleri

Duyuşsal Özellikler

  • Erken yürüme
  • Erken konuşma
  • Gelişmiş dil
  • Yüksek enerji ve hareket düzeyi
  • Okuma ve bilgiye ilgi
  • Gelişmiş bellek
  • Özerklik
  • Duyarlılık 
  • Merak
  • Soru sorma
  • Geniş ilgi alanı
  • Yoğunlaşabilme
  • Yüksek enerji düzeyi
  • Güçlü bellek
  • Hızlı öğrenebilme
  • Gelişmiş dil becerisi
  • Geniş bilgi tabanı
  • Gözlem gücü 
  • Analiz gücü
  • Akıl yürütebilme
  • Problem çözebilme
  • Düşünme becerilerini kullanabilme
  • Soyut düşünebilme
  • Akademik başarı
  • Kitap okumaya düşkünlük
  • Yoğun etkinlik
  • Geniş hayal ve imgelem gücü
  • Yaratıcılık
  • Bağımsız çalışabilme
  • Gelişmiş mizah duygusu
  • Bir yetenek altında üstün performans
  • İlgisiz gibi görünen şeyler arasında ilişki kurabilme
  • Kendini ifade edebilme 
  • Öğrenmekten zevk alma
  • Kendine güven
  • Yüksek motivasyon
  • Yenilikten hoşlanma
  • Kendisi ile ilgili farkındalık
  • Sebat
  • Kendini kontrol edebilme
  • Empati/kendini başkasının yerine koyabilme
  • Risk alabilme
  • Maceraya atılabilme
  • Keşfetmekten hoşlanma
  • Yalnız kalmaktan hoşlanma
  • Estetik duyarlılık
  • Belirginsizliğe açıklık
  • Güçlü sezgi
  • Tekdüzelikten sıkılma
  • Özgünlüğe yönelme
  • Liderlik
  • Dünya sorunlarına ilgi
  • Duygusal tepkilerde aşırıya kaçma
  • Yoğun ilişkiler kurabilme
  • Sürekli gelişme arzusu
  • Gelişmiş ahlaki değerler
  • Haksızlığa katlanamama
  • Doğaya ilgi

 

ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLARIN YETENEK ALANLARI 

A- Müzik Alanındaki Yetenek Özellikleri

  • Ritim ve melodiye diğer çocuklardan fazla tepkide bulunur.
  • Müzikle çok ilgilidir. Plak, kaset dinler. Nerede müzik etkinliği varsa ona katılmak ister.
  • Müzik parçaları yapmaya büyük istek ve çaba gösterir.
  • Başkaları ile şarkı söylerken onlara uymaktan hoşlanır.
  • Yaşıtlarına duygu ve düşüncelerini anlatmak için sık sık müziği araç olarak kullanır.
  • Çeşitli müzik aletleri ile ilgilenir, onları çalmayı dener.
  • Müzisyenler, şarkıcılar ve müzik parçaları ile ilgili koleksiyonlar yapar.
  • Dinlediği müzik parçasını kısa zamanda öğrenir, anlamlı ve uygun şekilde söyleyebilir.

B- Resim Alanındaki Yetenek Özellikleri

  • Çeşitli konularda çizimler yapar.
  • Resimler planlar, resimlere derinlik verir ve parçalar arasında uygun oranlar kullanır.
  • Resim çalışmalarını ciddiye alır ve resim yapmaktan haz duyar.
  • Diğer çocukların yaptığından değişik çizimler yapar.
  • Resim yapma, çizme ve boyama için çok zaman harcar.
  • Resmi kendi yaşantılarını ve duygularını ifade etmek için başarılı olarak kullanır.
  • Diğer insanların sanat-resim çalışmalarına ilgi duyar.
  • Diğerlerinin eleştirilerinden hoşlanır ve içlerinden yeni şeyler öğrenir.
  • Çamurdan, sabundan, plastikten vb. yumuşak gereçlerle üç boyutlu şeyler yapmaya özel ilgi gösterir.

C- Fen Alanındaki Yetenek Özellikleri

  • Okur ve fen raporlarını yorumlayarak bir ilgi zemini oluşturur. 
  • Fen bilgisi konusunda otorite olan kaynakları tarar.
  • Fikir ve hipotezleri test etmeye yönelik deneyler yapar.
  • Fen ve teknik araçları kullanabilir ve bunlara vakıf olur.
  • Yerinde ve yeterli veri seçer.
  • Verilerden geçerli çıkarımlar yapar ve tahminlerde bulunur.
  • Problem çözmede kullanılan teknik ve süreçlerin altında yatan varsayımları tanır ve değerlendirir.
  • Fikirleri hem niceliksel hem de niteliksel ifade edebilir.
  • Fen bilgisini toplumsal değişim için kullanır ve uygular.
  •  Bilinen gerçek ve kavramlardan yeni ilişki ve fikirler oluşturur. 
  •  Bilimsel gözlem, veri toplama ve yorum yapma becerileri vardır.
  •  Problemlere yönelik duyarlılığa, yeni fikirler geliştirme yeteneğine, değerlendirme yeteneğine sahiptir.
  •  Devamlı meraklıdır.
  •  Tutarsızlıkların tespitinde tetiktir. 
  •  Yüksek düzeyde mekanik düşünmeye sahiptir.
  •  Uzay ilişkilerine ilgi duyar.
  •  Planlama ve iletişim yeteneğine sahiptir.
  •  Öğrenme ve bilgiye sürekli açlık duyar.
  •  Çabuk öğrenir, kavrar, akılda saklar.
  •  Genelleme ve soyutlama yaparak elindeki bilgiyi diğer alanlara aktarabilir.
  •  Kararlı ve sabırlıdır.
  •  Yaratıcıdır.
  •  Düşünceleri ve nesneleri sistematik biçimde bir araya getirebilir.
  •  Sorgulamalarında “ne”, “nasıl”, “neden” sorularının ötesine ulaşmaya çalışır.
  •  Kendine güvenir, kendi başına bir iş üstlenebilir.
  •  Yaşıtlarına göre alışılmışın dışında nitelikli ürün ortaya koyar.
  •  Birbirini takip eden konular ve olaylar dizisi karşısında bir sonraki adımı takip edebilir.
  •  Bir alanda öğrendiği konu ile başka bir alanda öğrendiği konu arasında mantıklı ilişkiler kurabilir.
  •  Olaylar arasındaki bağıntıları, neden-sonuç ilişkilerini ve benzerlikleri yaşıtlarından daha çabuk ayırt edebilir. 
  •  Öğrendiklerini yeni ve farklı alanlarda kullanabilir.
  •  Çeşitli konularda mantıklı eleştiri getirebilir.
  •  Bir kez öğrendiğini kolay kolay unutmaz. 
  •  Kimsenin aklına gelmeyecek sorular sorar. 
  •  Bir cümlede ya da sözde, doğrudan bildirilmeyen, kastedilen anlamları bulup çıkarabilir. 
  •  Sorun çözümünde karmaşık yöntemler kullanabilir. 
  •  Yetişkin denetimi olmaksızın bir proje, deney üzerinde çalışabilir.
  •  Arkadaşlarının etkinliklerini örgütleyip planlayabilir.
  •  Yeni deneyler yapmaya isteklidir. 

D- Matematik Alanındaki Yetenek Özellikleri

  • Verilerin ele alınmasında, düzenlenmesinde göze çarpan yeteneğe sahiptir.
  • Zihinsel çevikliğe sahiptir.
  • Orijinal yorumlar yapar.
  • Fikirlerin iletilmesinde göze çarpan yeteneğe sahiptir.
  • Göze çarpan genelleme yeteneği vardır.
  • Yazılı iletişimden ziyade sözlü iletişimi tercih eder.
  • Aynı problem çözümüne yönelik değişik yöntemleri kullanır. 
  • Olağan dışı Matematiksel işlemler yapar. 
  • Gayret gerektiren olağan dışı problemler sorar.
  •  Uygulamaya, analize, senteze ve değerlendirmeye odaklanır.
  •  Problemi kısa sürede çözer. 
  •  Matematiği başka kategorilere entegre edebilir. 
  •  İlgisiz gibi görünen işlemler arasında ilgi kurar.
  •  Yanlış ve doğruyu seçme güçleri fazladır.
  •  Yaşıtlarının çözemediği zor problemleri çözebilir. 

E- Sosyal Alandaki Yetenek Özellikleri

  • Yaşına göre kavramsal olarak ilerlemiştir. 
  • İleri düzeyde teknik bilgi birikimine ya da çok özel bilgilere sahiptir. 
  • Güç veya karmaşık işlerden hoşlanır. 
  • Bağımsız projeler için yüksek standartlar belirler. 
  • Sınıf arkadaşları tarafından yeni fikir ve bilgilerin kaynağı olarak görülür. 
  • Sınıf arkadaşları tarafından bir grup stratejicisi ya da organizatörü olarak görülür.
  • İnsan ilişkilerinde mizahı görür ve kendi kendine gülebilir. 
  • Yaratıcı öyküler anlatır ya da yazar. 
  • Geniş bir alana yayılan ve/veya oldukça kapsamlı ilgileri olur. 
  •   Diğer insanların görmediği ilişkileri görebilir.
  •   Bilgiyi kolayca ve süratle kazanır. 
  •   İlerlemiş yoğunlaşmış ve geniş konulara eğilen bir okuyucudur. 
  •   İnsanlara ve sosyal etkileşimin sonuçlarına karşı duyarlılık, samimi ilgi ve başkalarının fikir ve ahlaki değerlerini takdir eder. 
  •   Özellikle insan davranışlarının değerlendirilmesi açısından eleştirel yargı kapasitesi vardır. 
  •   Hayal gücü, zaman ve mekân bakımından farklılık gösteren sosyal durumlara kendini yönlendirme yeteneği vardır. 
  •   Zaman duygusu ve birbirini izleyen olayların başka olaylarla ilişkisini görme yeteneği vardır. 
  •   Sosyal problemlerde araştırma, uygulama, bir problemin sınırlarını algılama, verileri saklama, kanıtları sıralama, hipotez oluşturma, anlamlı sonuçlara varma ve yazılı ya da sözel sunular için sonuçları etkin biçimde düzenleme yeteneği vardır. 

Yararlanılan kaynak: Creative Teaching of the Gifted

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUK SAHİBİ OLAN ANNE-BABANIN YAPMASI GEREKENLER

1. Çocuk olduklarını unutmayalım.
Bütün diğer çocuklar neye ihtiyaç duyuyorsa, üstün ve özel yetenekli çocuklar da ona ihtiyaç duyarlar. (Sevgiye – disipline – kendine güvenilmesine – eğitime) Üstün ve özel yetenekli olmak karşılaşılan sorunlara mutlaka çözüm önerileri getireceği anlamına gelmemelidir. Karşılaştığı bazı sorunlarda yol gösterici olunmalı, doğru yönlendirilmelidir.
2. Mutluluk için tutarlılık
Aile içindeki ana-baba arasındaki tutarlılık, sağlıklı gelişim için en önemli etkendir. Çocuklar kendi dünyalarında hassas bir kişiliğe sahiptirler. Onları evde en çok anne-baba arasındaki ilişkiler etkileyecektir. Anne ile baba uyumlu olmalıdır. Aile fertlerinin birbirine karşı dürüst olmaları gerekir.
3. Çocuklarınıza değerli bir ödül verebilirsiniz
Üstün ve özel yetenekli çocuklar kendilerini anlayışla karşılayan ebeveynlere ihtiyaç duyarlar. Bu çocuklar; fikirlerini, düşüncelerini, projelerini paylaşacakları anne-babaya ihtiyaç duyarlar. Alışılmışın dışında olanlara karşı meraklıdırlar. Toplumsal normlara göre çocuğunuzu yargılamayın, ona zaman ayırın, yol gösterici olun.
4. Çocuğunuza baskı yapmayınız
Üstün ve özel yetenekli çocuklar; meraklı, araştırmacı yönleri ile bilinirler. Soru sorduklarında bastırma, ilgisiz kalma kesinlikle yapılmamalıdır. Çocuğun sorduğu sorularla ilgili olarak nasihat edilmemeli, yasaklanmamalıdır. Sorgulayıcı olunmamalı, çocuğun sorularına karşılık uygun zamanda cevabı araştıracağınızı çocuğa söylemelisiniz.
Çocuklar sorunun bütünüyle cevaplanmasını çoğu zaman istemeyebilirler. Onlar için cevabın yol gösterici olması, ipucu vermesi yeterli olacaktır. Anne ve Babanın çocuklarının sorularına karşı yapabilecekleri en iyi yol doğru kaynağa yönlendirmeleridir.
5. Çocuğunuzu kendini geliştirmesi için teşvik edin
Üstün ve özel yetenekli çocukların, var olan yeteneklerini geliştirmek, zihinsel faaliyetlerini arttırabilmek için; çocuğunuzun yeteneğine uygun kitaplar alınmalı, kütüphaneye götürülmeli, ihtiyaç duyduğu ansiklopedileri alınmalı, koleksiyonlarla ilgili yerlere götürülmeli, geziler yapılmalı, güzel sanatlarla ilgili sergilere götürülmeli ve bu faaliyetler belirli aralıklarla devam ettirilmelidir.
Bilgisayar kullanması ve yeni bilgilere ulaşması için fırsat verilmelidir.
Müzelere ve sanat galerilerine götürülerek merakları beslenmeli, tarihi mekânlara götürülerek öğrenme istekleri, arzuları arttırılmalıdır.
6. Destekleyici olun, hobilerini keşfetmek için fırsatlar yaratın
Çocuklar kendi ilgi alanlarına benzer arkadaşlara ihtiyaç duyarlar. Birlikte oyun oynayıp fikirlerini paylaşırlar. Arkadaşlıkların olması için imkân sağlanmalı, arkadaşlığın önemi çocuğa gösterilmelidir. Çocuklar cesaretlendirilmeli, hobileri için nasıl zaman ayıracakları öğretilmelidir.
7. Küçümseyici sorular ve yanlış tutumdan kaçının
Anne-babalar, hayal ürünü, sıra dışı, hayali oyun arkadaşı, olağandışı zihinsel işlemler karşısında doğrudan ya da dolaylı yoldan olumsuz tavırlardan kaçınmalıdır. Bu durumlarda çocuğunuza gülünmemeli, cesaretleri kırılmamalıdır. Bunun yerine mizah anlayışı ön plana çıkarılmalıdır.
8. Çocuğunuza aşırı yüklenmeyin
Çoğu anne-baba çocuklarının boş zamanlarında bile sürekli ders, bir işle meşguliyet, ekstra faaliyetler olması gerektiğini düşünür. Çocuklar bu tutum devam ettiğinde kısa süre sonra bıkacaklardır. Bu durumu önlemek için çocuklara fırsat verilmeli, kendileri için uygun olan alanları belirlemede yardımcı olunmalıdır.
Bazı anne ve babalar çocuklarının mizahi kitaplar okuyarak, televizyon izleyerek zamanı boşa harcadıklarını düşünürler. Bu faaliyetler boşa zaman harcama olarak düşünülmemelidir. Bu tür faaliyetler, çocuğun kendisini okuduğu ya da izlediği kişinin yerine koyarak sağduyulu olmasını sağlamaktadır.
9. Çocuğun bilgisine saygı duymak gerekir
Bazen bizim bilgimizden daha iyi olsa bile, çocuğun bilgisine saygı duymak gerekir. Çocuğumuzun bize karşı art niyetinin olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çocuğun kişiliğini hedef almadan genel talimatlar verilmelidir.

10. Üstün ve özel yetenekli çocuklar için eğitim programı hazırlanmalıdır
Çocukların eğitimleri için imkânlar ölçüsünde eğitim için düzenlemeler yapılmalıdır. Özel eğitim programı hazırlanmalı, araştırma ön planda olmalıdır. Ayrıca toplumsallaşması ve toplum tarafından kabul edilmesi için faaliyetlerle desteklenmelidir.


ÜLKEMİZDEKİ ÜSTÜN YETENEKLİLERİN EĞİTİMİ NEDİR-NASIL OLMALIDIR
 
Üstün zekâ ve yetenekteki çocuğun eğitimi çok önemli. Doğru eğitimle bu çocuklar insanlık tarihine geçecek işler yapabilirler. Yanlış eğitim ise onları dünyanın başına bela edebilir. Üstat Cemil Meriç deli ile dahi arasındaki farkı incecik bir çizgi olarak tarif ederken eğitimin önemine dikkat çekmek istiyordu. 

Eğitime bunca önem verdiğimizi söylememize rağmen insanlık tarihine geçecek bir isim çıkaramamamızın nedeni üstün yetenekliler konusunda şimdiye kadar yapılan yanlış eğitimden başka bir şey olmasa gerek. Bunun sonucu olarak beyin göçü yüzünden her sene binlerce üstün zekâlı ve özel yetenekli? başarılı çocuklarımız başka ülkeler tarafından alınıp götürülmektedir. Giden çocuklarımızın çoğu gittikleri ülkelere yerleşerek potansiyellerini gittikleri ülkeler için kullanıyorlar. Bu durum Ülkemizdeki en değerli hazinelerimizden yararlanamadığımız anlamına geliyor. Kalanlar ise zamanla kaybolup gidiyor. Hâlbuki bu çocuklar bizim en değerli varlıklarımız Ülkemizin her şeyi ile bunlara sahip çıkması, gözü gibi bakması, her türlü tedbiri alması ve katkı sağlaması en önemli işlerinin başında gelmesi geliyor.
 Bunlardan önce galiba en büyük sorun ülkemizde daha tam olarak özel ve üstün yetenekli çocuklarımızın tespitini dahi yapamadığımız gerçeğinde, çocuklarımızın zekâsının keşfedilememesinde. Bilim çevreleri her 100 çocuktan en az 5’inin üstün zekâlı olduğunu söylüyor. Bu hesaba göre Türkiye’de okul öncesi çağda 240 bin, ilköğretim çağında 600 bin, ortaöğretimde ise 250 bin üstün zekâlı (en azından üstün zekâ özellikleri gösteren) çocuk var. Türkiye’de genç nüfusu da göz önünde bulundurursak üstün yeteneklilerin sayısı 900 bine ulaşıyor. Türkiye’deki Bilim Sanat Merkezleri’nde ise ancak 11 bin öğrenciye eğitim veriliyor. Geri kalan bu çocuklar nerededir? Sorusunun cevabını vermekse oldukça zor. Devletin üstün yetenekli çocukları keşfetmek gibi bir politikası olmadığı için bu çocuklar ancak anaokulunda, ilkokulda, ya da lise döneminde, yapılacak muhtemel bir testle tespit edilebiliyor.

Bugünkü uygulanmaya çalışılan sistemin temelinin akılcılıktan çok ezberciliğe dayanması, özel ve üstün yetenekli çocukların mevcut şartlar içinde başarısız olmasına neden oluyor. Devlet daha düne kadar birlikte eğitimde ısrar ederken, son zamanlarda bu politikasında değişiklik yapıp "karma eğitim"i denemeye başladı. Biz ise toplumun dışına çıkarmadan üstün zekâlı -dahi- çocuklara mutlaka ayrı eğitim verilmelidir. düşüncesindeyiz. 

21. Yüzyılın bilgi ve yaratıcılığa dayalı rekabet dünyasında, üstün beyin gücünü bulmak, keşfetmek, eğitmek ve etkin kılmak, bugünün dünyasında var olmanın önemli bir yoludur. Üstün yetenekliler; iş, bilim teknoloji, sanat ve hizmet sektörlerinde doğdukları ya da göç ettikleri ülkelere, genel anlamda uygarlığa katkı sağlayan beyin gücü hazinesidir. Bu hazineden ve yararlanmanın tek yolu onlara sağlanacak özel eğitimdir. 

Ülkemizde bu konudaki çalışmaların tarihi Osmanlı'da Enderun’a kadara uzanmaktadır. Enderun, Osmanlı Devleti’nin gücünü korumak ve o gücü yönetecek üstün nitelikli insanları yetiştirmek için geliştirdiği dünyanın ilk dahiler okuludur. Pek çok batılı kaynakta Osmanlı Devleti’nin hızlı yükselmesinin ve altı yüzyıl boyunca devam etmesinin temel nedeninin, üstün yetenekli çocukları Enderun’a devşirme yöntemiyle seçip orada eğitim verdikten sonra ülke yönetimini bu kişilere emanet etmesi olarak gösterilmektedir. Amerika’da Enderun Mektepleri hakkında 350’ye yakın master ve doktora çalışması yapılmış ve Amerikan eğitim sistemi için Enderun’dan yararlanılmıştır. Üstün yeteneklilerin eğitiminde Enderun Mektepleriyle dünyaya model olmuşken, bugün özel ve üstün yeteneklilerin eğitimi konusunda maalesef yeterli değiliz. 

Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 1933-1937 yılları arasında Türkiye'nin kalkınması, sanayileşmeye hız kazandırılması için yurt dışına öğrenci gönderilmesini sağlaması ve bu öğrencilerin başarıları geçmişte gerçekleştirdiğimiz büyük adımlardan biridir. Ancak daha sonra üstün yetenekli bireylerin eğitimi konusundaki çalışmalar, yaptırım gerektiren bağlayıcı yasal düzenlemelerin yapılmaması nedeniyle yetersiz kalmış olup; Ülkemizde, bu konuda politika ve strateji ne yazık ki oluşturulamamıştır. 

Ülkemizin, geleceğine yön verecek bireyler bu gruptan çıkacağından özel ve üstün yetenekli bireylere yönelik eğitim tedbirleri alınmalı ve yeterli kaynak sağlanılmalıdır. Gelişmiş ülkelerdeki eğitim ve fırsat imkânları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir. Ülkemiz, beyin göçü en fazla olan 34 ülke içinde 24. sırada yer almaktadır. Ülkemiz insanlarının refah düzeyini artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek bilim, teknoloji ve buluş yeteneğimizin yükselmesine bağlıdır. Bu da ancak yetişmiş beyinlerle başarılabilir. Üstün yetenekli bireylerin doğuştan getirdikleri kapasitelerinin gelişmesi ve topluma katkı sağlamaları için işlevsel ve sürdürülebilir politikalara ihtiyaç vardır. 

Çağdaş eğitim felsefesi eğitimde fırsat eşitliği kavramını, her bireyin gelişim ve öğrenme özelliklerine uygun, çeşitlendirilmiş, zenginleştirilmiş ve farklılaştırılmış eğitim ortamlarını sunmak olarak tanımlamaktadır. Yaşıtları ile aynı ortamda herhangi bir önlem alınmadan eğitim alan üstün yetenekli öğrencilerde bıkkınlık, davranış problemleri ve okulu reddetme gibi istenmeyen sonuçlar görülmektedir. Bu nedenle özel ve üstün yetenekli bireylere hak ettikleri eğitim ortam ve fırsatları sağlanmalıdır. 


BU OLUMSUZ DURUMUN ORTADAN KALKMASI İÇİN ÖNERİLERİMİZ
Ülke menfaatleri açısından; özel ve üstün yeteneklilerin eğitimi ve istihdamı stratejik bir önem arz etmektedir. Bu nedenle üstün yeteneklilerle ilgili ülke politikalarının belirlenmesi amacıyla üst danışma kuruluna ihtiyaç vardır. Cumhurbaşkanlığının koordinesinde; Başbakan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Millî Eğitim Bakanı, Kalkınma Bakanı, Maliye Bakanı, Dışişleri Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, YÖK Başkanı, TUBİTAK Başkanı, DPT Başkanı, vb üyelerin katılımlarıyla üst düzeyde bir kurul teşekkül ettirilmelidir. 

Mevcut eğitim sistemimiz içerisinde üstün yeteneklilerin eğitimi ile ilgili iş ve işlemler Bakanlığımız Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmekte, birimler arası koordinede sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu nedenle: Millî Eğitim Bakanlığı düzeyinde özel ve üstün yeteneklilere ilişkin erişim, tanılama, eğitim, insan kaynakları ve sürdürülebilirlik konularında politikalar üretmek, kararlar almak, planlama yapmak üzere Millî Eğitim Bakanına bağlı olarak; Bakanlığın ilgili birimleri, Test Hazırlama ve Geliştirme Merkezi, YÖK, TUBİTAK temsilcilerinin katılımlarıyla bağımsız bir kurul oluşturulmalıdır.
Rehberlik ve Araştırma Merkezleri özel eğitim gerektiren bireylerin tanılama ve yerleştirilebilecekleri en uygun eğitim ortamını önermeye yönelik hizmet vermelerine karşın; özel ve üstün yetenekli bireylerle ilgili olarak söz konusu görevi yerini getirememektedirler. Birçok ilimizde açılan Bilim ve Sanat Merkezlerine öğrenci seçimi, ilgili merkezler tarafından yapılmakta, Rehberlik ve Araştırma Merkezleri devre dışı bırakılmakta, öğrenci seçimlerinde kullanılan grup ve zekâ testlerinin gizliliği korunamamakta ve uygun olmayan ortamlarda zekâ testi uygulaması yapılmaktadır. Bu nedenle, üstün yetenekli bireylere il genelinde erişim, tanılama ve uygun eğitim ortamını önermede; Rehberlik ve Araştırma Merkezleri bünyesinde, alan uzmanlarının da yer aldığı Üstün Yetenekliler Tanılama Kurulu oluşturulmalıdır.

Mevcut yapıda İl/ilçe Millî Eğitim Müdürlükleri bünyesinde oluşturulan Özel Eğitim Hizmetleri Kurulları,  özel ve üstün yetenekli bireylerin yerleştirme, izleme ve eğitimlerine ilişkin olarak mevcut mevzuatlarda belirleyici ve yaptırım gücü olmaması nedeniyle etkisiz kalmaktadır. Özel ve üstün yetenekli öğrencilere hizmet veren Bilim ve Sanat Merkezlerine öğrenci seçim ve yönlendirilmeleri söz konusu kurulun kontrolü dışındadır. Bu nedenle Bakanlık düzeyindeki yapılanmaya eş değer olarak, özel ve üstün yetenekli bireylerin il düzeyinde uygun eğitim programlarına ve kurumlara yerleştirilmeleri, izlenmeleri ve eğitimlerine yönelik gerekli tedbirlerin alınması için Millî Eğitim Müdürünün Başkanlığında, Özel Eğitim Hizmetlerinden Sorumlu Şube Müdürü/Müdür Yardımcısı, RAM Müdürü, BİLSEM Müdürü, Psikolojik ölçme araçları uygulama yeterliliğine sahip bir rehber öğretmenin üye olarak yer aldığı bir kurula ihtiyaç duyulmaktadır.

Ülkemizde Bilim ve Sanat Merkezlerine öğrenci seçiminde grup testi olarak 2001 yılında uyarlama çalışmaları tamamlanan 7-11 Temel Kabiliyetler Testi ile bireysel değerlendirmede 1985 yılında revizesi yapılmış Wisc-R Zekâ Testi gibi yabancı menşeli, güncelliğini yitiren ve deşifre olan ölçme araçları kullanılmaktadır. Bu nedenle tanılamada objektif bir değerlendirme yapılamadığından bazı bireylerin eğitimlerinde sıkıntı yaşanmaktadır. Özellikle grup testinin uzun sürmesi neticesinde çocukların belli bir süre sonra dikkatlerinin dağılmalarına, dolayısıyla üstün yetenekli birçok öğrencinin grup testinde elenmesine neden olmaktadır. Tanılamada, bireysel ve grup zekâ testleri sonuçlarına bağlı kalınmaksızın gözlem, portfolyo değerlendirmesi, gelişim ölçekleri, başarı testleri, yaratıcılık ve beceri testleri gibi birden fazla değerlendirme kriteri kullanılmalıdır. Bu nedenle Ülkemize özgü ölçme araçlarının hazırlanması, mevcut ölçme araçlarının revize edilmesi ve geliştirilmesine yönelik hizmet veren bağımsız bir merkez oluşturulmalıdır. 

18. Millî Eğitim Şûrası’nda: “Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) alanında kullanılacak, kültürümüze özgü psikolojik ölçme araçları geliştirecek, akademik, bağımsız “ulusal test geliştirme” veya “ulusal ölçme ve değerlendirme”  olarak isimlendirilebilecek bir birim kurulmalıdır. Kurulacak bu birim, Bakanlık ve üniversiteler arası koordinasyon sağlanarak desteklenmeli”  tavsiye kararı alınmıştır.

Fen liseleri başlangıçta orta öğretim düzeyinde üstün zekâlı bireylere eğitim vermek üzere planlanmışken, günümüzde maalesef bu amacın çok gerisindedir. Günümüzde fen liselerine akademik yeterliliğe dayalı öğrenci seçimi yapılırken, onları yüksek öğrenime hazırlamak temel amaç hâline gelmiştir. Artık hemen hemen her ilimizde hatta büyük ilçelerde fen liseleri açılmakta, söz konusu liseler bilimsel eğitim yapmaktan yoksun fiziki ortam ve yeterli olmayan personellerle eğitime devam etmektedirler. Bu nedenle geleceğin bilim adamlarını yetiştirmek amacıyla özel ve üstün yetenekli bireyler arasından ÖSYM tarafından yapılacak üst düzeyde bir seçme sınavıyla seçilen öğrencilerin devam edecekleri Bilim Liseleri açılmalıdır.


Muhittin ÖNGÜT
Yönetim Kurulu Üyesi

person
Muhittin Öngüt